30 Mart 2013 Cumartesi

Yer değİştİrme TEPKİMELERİ









Tepkimeye giren maddelerdeki elementlerin yer değiştirmesini gösteren tepkimelerdir. Tek ve çift yer değiştirme şeklinde gruplandırılır. 
Tek yer değiştirme

Tek bir serbest elementin bileşikte yer alan diğer bir elementin yerine geçmesi şeklindeki tepkimelerdir.

A  BC  --->   AC   + B

Zn(k)  +  2HCl(aq) --->   ZnCl2(aq)  +H2(g)

Çift yer değiştirme

İkili yer değiştirme tepkimeleri   iyonik bileşiklerin tepken olarak karşılaştıkları 

durumlarda birinci bileşiğin ilk pozitif iyonu ile ikinci bileşiğin ilk pozitif iyonunun 

yer değiştirmesi ile gerçekleşen tepkimelerdir.


AB  +  CD   -->  AD  +  CB
AgNO3  +  NaCl   --> AgCl   +  NaNO3 
ZnS   +  2HCl     --> ZnCl2  +  H2S
HCl  +  NaOH      --> NaCl  +  H2O
                         BaCl2  +  SO4 --> BaSO4+  2NaCl





ANALİZ (AYRIŞMA) TEPKİMELERİ








Karmaşık yapılı bir maddenin kendinden daha basit yapılı maddelere ayrıştığı tepkimelere ayrışma (analiz) tepkimeleri denir.

2HgO    à      2Hg   +  O2 

2H2O(s)  à  2H2 (g)   +   O2 (g)
Elektroliz tepkimeleri de analiz tepkimeleri olarak sınıflandırılır.




SENTEZ (BİRLEŞME) TEPKİMELERİ







İki ya da daha fazla maddenin birleşerek kendinden daha karmaşık yapılı maddeleri oluşturduğu tepkimelere sentez (birleşme) tepkimeleri denir.
H2     +    Cl2   à 2HCl
2S     +   3O2  à  2SO3
4Fe    +   3O2 à 2Fe2O3 
Aminoasitlerden protein sentezi örnek olarak verilebilir. 

Eskİ çağlarda keşfedilen maddeler







İnsanoğlu önce hayatta kalabilmek için doğadaki yenilebilir maddeleri keşfetti.
Daha sonra yıldırımdan ve diğer hayvanlardan korunmak için kendilerine uygun barınaklar  hazırladı.
Avladığı hayvanların derilerinden elbiseler üretti.
Hayatta kalabilmek ve hayatı kolaylaştırmak  için  değişik  aletler  üretti. Bunların en
önemlileri  topraktan ürettikleri kaplardır.
Yıldırım, yanardağlardan akan lav ve fırtınalarda ağaç dallarının sürtmesi sonucu ateşi
tanıdı ve kullanmayı öğrendi.
Temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra güzelleşmek için insanoğlu yüzünü bitkisel ve
madensel boyalarla boyadı.
Yeşil boya maddesinin malahit, siyahın ise kurşun (II) sülfür olduğu sanılmaktadır. Benzer
amaçla antimon (II) sülfür, bakır (II) oksit ve mangan (IV) oksit kullanılmaktaydı.
İnsanın sınama yanılma yoluyla keşfettiği maddelerden biri de tuzdur.
Göztaşı (bakır (II) sülfat) ve şap (potasyum alüminyum sülfat) gibi maddelerde eski çağ
insanının yararını keşfettiği maddelerdir.
Hastalıklardan korunmak ve tedavi amacıyla bitkiler kullanılmıştır. Safran, maydanoz,
ısırgan gibi…
İnsanoğlu elde ettiği ürünlerin dayanıklılığını arttırmak için kükürt buharı ile kuru kayısı,
kuru incir gibi meyveleri ağartma ve bandırma gibi çeşitli yöntemler kullanmıştır.



29 Mart 2013 Cuma

TERMODİNAMİĞİN 1.KANUNU









Enerji yok edilemez veya yoktan var edilemez.
Sabit hacimli sistemlerde    QV = DU
Sabit basınçlı sistemlerde    Qp = DU + w
Termodinamiğin I. Kanununa göre, evrendeki enerji değişimlerinin toplamı sıfırdır.
DUsistemDUortam = 0
Bir sistem iç enerjisinde DUsistem bir miktar enerji değişimine uğrarsa ortam da bu miktara eş miktarda enerji değişimine uğrar.

       DU = Q + w

28 Mart 2013 Perşembe

Millikan’ın Yağ Damlası Deneyi

Elektrik alan içindeki bir gaz ocağına yağ damlacıkları püskürttü. Bu damlacıkları da X-ışınlarıyla bombardıman etti.
Yüksek enerjili X-ışınlarının N2 ve O2 gaz moleküllerine çarpması sonucu moleküllerden kopardığı elektronlar yağ damlacıkları tarafından tutunarak negatif (-) yükle yüklenir.
Üst plaka → (+) yüklü                     Alt tabaka → (-) yüklü
Yağ damlacıklarının ; 
düşmesi durdurulabilir,  yukarı hareket etmesi sağlanabilir.
Crooks tüpleriyle çalışma yapan J. J. Thomson katot ışınlarına elektrik ve manyetik alan uygulayarak elektronun yük/kütle oranını belirledi.
R. A. Millikan yaptığı yağ damlacıkları deneyi ile elektronun yükünü ve kütlesini belirlemeyi başardı.



Yağ damlacığının düşüşünü durdurmak için uygulanan yük miktarından her damla üzerindeki yük hesaplanmıştır.
Milikan yük değerinin olduğunu hesaplamıştır.







27 Mart 2013 Çarşamba

J. J. Thomson Crooks Tüpü

Crooks geliştirdiği vakumlu tüp içerisindeki gazların elektrikle etkileşimi
sonucu davranışlarını inceledi. Crooks tüpleri (katot ışın tüpleri) televizyon
tüplerinin de öncüsü olmuştur.
Katottan çıkıp anota doğru hareket eden katot ışınları sayesinde tüpün ortasındaki bir nesnenin görüntüsü tüpün sonunda gölge şeklinde oluşmaktadır
Crooks’un yaptığı çalışmalar sonucu;

Işınların doğrusal yol boyunca hareket eden (-) negatif taneciklerden meydana geldiği ortaya çıkmıştır.
Tüpteki ışınlar, bir mıknatısın kutupları arasından geçirilirse, mıknatısın (+) kutbuna doğru giderler. O halde katot ışınları (-) elektrikle yüklüdür.
Bu ışınlar tüpün içerisindeki gazın veya elektrotların cinsine bağlı değildir.
19. yüzyılın sonlarında, bu taneciklere Stoney tarafından “elektron” adı verilmiştir.







25 Mart 2013 Pazartesi

FARADAY’IN ELEKTROLİZ DENEYLERİ


Faraday 1830’larda kimyasal bileşiklerin sulu çözeltisinden elektrik akımı geçirmiştir.
Sulu çözeltisinden elektrik akımı geçirilen maddenin kimyasal yapısında değişiklik meydana geldiğini saptamıştır.
Elektrik akımı uygulanan maddelerin bileşenlerine ayrışarak anot (+ yüklü elektrot) ve katotta (- yüklü elektrot) toplandığını göstermiştir.
Elektrik enerjisi kullanılarak sıvı içerisinde çözünmüş kimyasal bileşiklerin elementlerine ayrıştırılması işlemine “elektroliz” denir.

Asit, baz ve tuzlar sıvı halde ya da çözeltileri elektrik akımını iletirler. Elektrik akımını ileten sıvılara “elektrolit” denir.

Elektrolizde çözeltiye, çözeltiden etkilenmeyecek iki metal çubuk daldırılır. Bu metal çubuklara “elektrot” denir.


Güç kaynağının ;
(+) ucuna bağlanan elektrot → anot
(-) ucuna bağlanan elektrot → katot
Açığa çıkan maddeler ;
Katı ise → elektroda yapışarak elektrodun
kaplanmasını sağlar.
Gaz ise → ortamı terk eder ya da kapalı


bir kapta su üzerinde toplanabilir



Elektrolizde çeşitli bileşiklerin çözeltilerine elektrik akımı uygulanmış (-) yüklü elektrotta (katotta) bileşiği oluşturan (+) yüklü iyonlar element halinde elde edilmiştir.

Katotta belirli bir miktar madde biriktirmek için gereken yük miktarı daima sabit bir değere eşittir.






YGS sona erdi, sıra puan hesaplamada


YGS sona erdi. Şimdi sıra puan hesaplamada. Tahmini netleriniz üzerinden YGS’den kaç puan alacağınızı merak ediyorsanız ‘Puan Hesaplama Sihirbazı’nı tıklayın, puanlarınızı hesaplayın. Sınavla ilgili merak ettikleriniz varsa, siz sorun üç uzman yanıtlasın. detaylar için linki tıklayınız http://ush.re/mflx 

23 Mart 2013 Cumartesi

Manometre ile Gaz basıncı








Kapalı kaplardaki gazların basınçlarını ölçmeye yarayan araçlara manometre denir. 
1) Kapalı uçlu manometre;









2) Açık uçlu manometre;


P0, özellikle başka bir değer verimemişse 76 cmHg olarak alınacaktır.



22 Mart 2013 Cuma

İyonik bileşikler neden hep katıdır?

İyonik bileşiklerde iyonlar arasında kuvvetli elektriksel çekim olduğundan bu bileşikler katı halde bulunur.
 Katı haldeyken iyonlar serbest hareket edemez. Bu nedenle iyon yapılı bileşikler katı halde elektrik akımını iletmez.
 
Eritildiklerinde veya suda çözündüklerinde
İyonlarına ayrılmaları nedeniyle elektrik akımını iletir.
 
İyon yapılı bileşiklerin erime ve kaynama noktaları çok yüksektir.

Bu bileşikler sert ve kırılgandır

Kimya'da ilk buluşlar ve gelişmeler

Modern Element Kavramı → R. Boyle
 Kütlenin Korunumu Kanunu A. Lavosier
 Sabit Oranlar Kanunu J. Proust
 Katlı Oranlar Kanunu J. Dalton (Dalton atom modeli)
 Birleşen Hacim Oranları Gay-Lussac

 Avogadro Hipotezi → Avogadro

Simya

Değersiz maddeleri altına çevirme, bütün hastalıkları iyileştirme ve hayatı sonsuz
biçimde uzatacak ölümsüzlük iksiri bulma uğraşlarına simya (alşimi), bu işle uğraşanlara
simyacı (alşimist) denir.
Simya sınama ve yanılmaya dayanan çalışmalar içerdiği için bilim değildir.
Simyacılar kimyaya geçişin öncüleridir.
Simya ile ilk olarak Mezopotamya, Eski Mısır, İran, Hindistan ve Çin'de 
uğraşılmıştır. Simya araştırmaları sonucunda barut, cam, boya ve esans gibi bazı
maddeler bulunmuştur. 
sİMYAnIn ortaya çIKIŞI
Simya başlangıçtan itibaren felsefe ve astroloji ile yakın ilişkiler içinde gelişmiştir. Metalleri özelliklerini değiştirerek elde etmek mümkündü. Metaller mükemmele doğru değişmek zorundaydı. Dolayısıyla metallerin hedefi altın olmaktı. El sanatları gelişmişti. Halkın satın alamadığı ziynet eşyalarının taklitleri yapılabiliyordu.
SİMYANIN ÜÇ ADIMI
1 -  Kalay, kurşun, bakır ve demir siyah bir karışım verecek şekilde kaynaştırılır.
2 - Cıva, arsenik veya antimon eklenerek bakır aklaştırılır, gümüşe benzetilir.
3 - Azıcık altın verilir, kükürt suyu veya tuz ruhu ile işlem görerek altın rengi kazandırılır (altına dönüştürülür).
Simya Bilim Sayılmama Nedenleri 
1- Teorisi yoktur
2- Sınama yanılma esasına dayanır 
3- Sistematik bilgi birikimi içermez 

20 Mart 2013 Çarşamba

ALAŞIMLAR








İki ya da daha çok metalin, bir metal ve bir ametalin veya bir metal ile bir yarı metalin yüksek sıcaklıkta eritilip karıştırılması ile oluşan metal özelliğindeki karışımlara alaşımdenir.
Pirinç: %63 Cu - %37 Zn
 Kolay işlenebilir. Boru, tel ve süs eşyası yapımında kullanılır.
Delta: %60 Cu - %38 Zn - %2 Fe
Esnektir. Kopmaya karşı dayanıklıdır.
Alaşımların kullanımının amaçları:
Metallerin fiziksel ve mekaniksel özelliklerini değiştirerek daha elverişli malzemeler üretmek.
Çok sayıda ve değişik özelliklerde metaller geliştirmek.
Isıl işleme uygun metaller üretmek.
Maliyeti düşürmek.
Malzemelerin aşınma ve dış şartların yıpratıcı etkisinden korunmasını sağlamak.
Farklı element atomlarının düzgün bir şekilde yerleşmesiyle oluşan alaşımlara homojen alaşımlar denir. Cu-Sn, Cu-Zn, Fe-Ni, Pb-Sn
İki veya daha çok fazdan oluşan alaşımlar heterojen alaşımlardır. Au-Cu, Au-Ag